Köpeklerin neden bu kadar çoğaldığını, ne yapılması gerektiğini Cenk Eren'in açık açık yazdığı bir paylaşım var. Linkini bırakıyorum:
x.comAynı şey kediler için de geçerli.
1- Bu ülkede, köpeklerin itlaf edilmesi için en çirkin çabayı gösteren Güvenli Sokaklar Derneği'nin başkanı da dahil olmak üzere, insanlar cins kedi ve köpek üretimi yapıyor.
2- Bu ülkede cezasızlıktan güç alan insanlar cins olanlar da dahil kedi ve köpeklerini sokağa atıyor.
3- Bu ülkede belediyeler sokaklardan toplayıp milyonlarca lira ödenek aldıkları barınaklarına koyduğunu söyledikleri köpekleri ya o berbat barınaklarda açlıkla öldürüyor, ya iğne atıp henüz ölmediyse de poşetleyip çöp kutusuna atıyor, ya patilerini bağlayıp kafasına kürekle vura vura öldürüp toplu halde gömüyor ya da dağlık arazi veya çöplüklere atıyor ve onların açlıktan birbirini yemesini ya da ölmezlerse şehre inip insanlara saldırmasını sağlıyor. Hiçbiri benim uydurmam değil, hepsi geçen haftalarda nezih belediyelerimizde yaşananların sadece bazıları.
4- Bu ülkede insanlar köpek dövüştürüyor, TikTok'da yüz binlerce takipçi ile bunu paylaşarak lig kuruyor.
5- Bu ülkenin kırsalında yaşayan insanlar yaşlanınca kendisine uzun yıllar hizmet eden köpeklerini sokağa atıyor. Atmadan önce yıllar boyu onları defalarca kez doğdurtup elde ettiği yavru köpeklerin bazılarını yakın çevresine saçıyor, işine yaramayacağını düşündüklerini ise sokağa atıyor.
6- Bu ülkede hiçbir şekilde kısıtlaştırma seferberliği güdülmedi. Erdoğan'ın "Kısırlaştırma da yaptık ama işe yaramadı." demesi koca bir yalan. Hani, nerede yapıldı? Veterinerlerin geçen yıl kendi imkanlarıyla yürütmeye çalıştığı kısırlaştırma çabası bile hükümet tarafından engellenmeye çalışıldı.
7- Çözüm, kısırlaştırma seferberliği ve üretim ile özellikle kırsaldaki hayvan çoğaltıp dışarıya atmanın ciddi bir şekilde cezalandırılması. Veterinerler kısırlaştırma için devletten bütçe bile istemiyor.
Yolda rastgele ve kendi halinde gördüğünüz ya da bin yıldır bir mahallede yaşayan gariban köpekleri sağlıksız olduğu belli olan barınaklarda suçsuz yere hapis hayatı yaşamaya mahkum edebilir veya bununla da uğraşmaz ve malum troller gibi "it" diyerek anında itlaf edebilirsiniz. Fakat arkada devamlı akan bir musluk var ve havuz dolmaya devam ediyor, o musluk da devlet olduğunu iddia eden yapının kontrolsüzlüğü yüzünden hep açık kalacak. Musluğu kapatmadan yüzeysel öneriler, öldürelim inlemeleri, kokain çekmekten beyni erimiş Yıldız Tilbe'nin yaptığı gibi zehirli veya çivili et verme tavsiyeleri ile ancak vahşi ve acımasız bir grubun kötücül duygularını beslersiniz.
Umarım bazı insanlar neleri savunanlarla yan yana olduğunu fark eder. Hele sosyal medyada aynı fabrikadan çıkmış, daha bir aylık hesaplarla "Bütün itleri geberteceğiz, ittaparları öldüreceğiz." gibi cümleler kuran ağzı salyalı trollerden hiç bahsetmiyorum. Daha geçenlerde çok takipçili bir troll işinden istifa etti de giderken planlı bir şekilde nasıl hareket ettiklerini sayfa sayfa anlattı. Tekrar denk gelirsem eklerim fakat uzun mesele, dediğim gibi oraya hiç girmeyeceğim.